Buraya Ay’ı keşfetmek için geldik ama Dünya’yı keşfettik.
Geçtiğimiz hafta Design Week Turkey için İstanbul’daydım. Samsun’a dönerken, sabaha karşı, Design Week Turkey çıkarımlarım ile ilgili başka bir yazı kaleme almıştım havaalanında. Uçaktan inişte instagram bloğumda paylaşacaktım. Ancak, uçakta okuduğum Skylife dergisindeki bu cümle konuyu öyle güzel özetlemişti ki… üzerine düşünürken uçak korkumdan bile eser kalmadı.
“Buraya Ay’ı keşfetmek için geldik ama Dünya’yı keşfettik.” (Ay’a giden astronotların cümlesiydi.)
ve ekliyordu First Man filminde Neil Armstrong’u canlandıran Ryan Gosling; “Dünya’nın kendine dışarıdan baktığı ilk andı bu. Bunun kazandırdığı bakış açısını ölçmek mümkün değil.” Cümleyi okudum, arkama yaslandım. Çünkü anahtar cümle buydu; geçirdiğim tasarım dolu üç günün ardında yatan mutluluk sebebi.
Katıldığımız tüm eğitimlerde, kongrelerde, panellerde sadece öğrenmiyoruz. Aynı zamanda, bulunduğumuz coğrafyadan uzaklaşarak kendi dünyamıza uzaktan bakıyoruz. Başka başka öğretiler için giderken aslında kendimizi daha iyi öğreniyoruz, tanıyoruz, kendimize daha çok yakınlaşıyoruz. Tanıdığımız, karşılaştığımız her insanda, onu tanıdığımızı düşünürken kendimizi daha yakından tanımaya başlıyoruz. Kendimizden gitmeden, hiçbir şeyi öğrenemiyoruz farkına varamıyoruz. Yaklaşmak için gitmek gerekiyor yada gitmiyoruz giderken, daha da yakınlaşıyoruz…
Ve böylece fark ettim; Ay’ı keşfetmeye giderken kendi Dünya’mı keşfetmiş olmanın huzurunu, bilgeliğini.
Ve böylece daha iyi anlamaya başladım; bulutlarda süzülürken, kendi kendime gülüşümü umursamadan, Pablo Neruda’nın satırlarını;
“Yavaş yavaş ölürler;
Alışkanlıklarına esir olanlar,
Her gün aynı yolları yürüyenler,
Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyenler,
Bir yabancı ile konuşmayanlar…”
Fotoğraf kareleri; Design Week Turkey’de beni en çok etkileyen, günümüz tüketim toplumuna dair bir eleştiri getiren, cam sanatçısı Derya Geylani’nin “Açlık Oyunları” adlı enstelasyonundan.
Yazımın ilk hali ise şöyleydi;
Eğer dünkü ile aynı kişiysen, gün boşa geçmiş demektir.
Tasarım üzerine kendimce eğitimler veren, konu ile ilgili eğitim ve deneyim tasarlayan biri olarak, bir disiplin olan tasarımın içinde bulunduğu her organizasyonu takip etmeye çabalıyorum.
Ticaret Bakanlığı, TİM, birçok kuruluş ve firmanın destekleriyle organize edilen Design Week Turkey bu bağlamda eşsiz bir deneyim sundu.
“Tasarım bir ekosistem, sürdürülebilir bir ekosistem” teması ile Oylum Talu’nun profesyonel sunumuyla dolu dolu üç gün nasıl geçti anlamadım.
Dünyanın en ünlü, konusunda uzman tasarımcılarının yanı sıra Dünyada ün kazanmış Türk tasarımcıları tanıma, farkına varma ve deneyimlerini dinleme şansı buldum. Profesyonel iş yaşamıma katkısı olduğu gibi bir anne olarak inanılmaz faydalandım. Onlarca meslek kaybolacak önümüzdeki yıllarda ve bu anlamda çocuklarıma nasıl daha faydalı olabilirim daha iyi biliyorum artık.
Ticaret Bakanlığı verilerine göre en ufak bir tasarım yaklaşımı veya tasarım bir ürün ile ihracat %20 oranında artıyormuş. Çok umut verici bir analiz ve bakanlık bu konuda inanılmaz çalışmalar yapıyormuş.
Paylaşıyorum, çünkü o zaman her güzel şey çoğalıyor.
Konu ile ilgili haberlerden birini bu linkten okuyabilirsiniz. http://www.arkitera.com/…/30839/design-week-turkey-2018-son…
Sevgilerimle,
Özlem Berk